Bir şeylerin olağan akışı içerisinden kendiliğinden olması ne muazzam! Dün tam da böyle oldu. Sinem’le whatsappta konuşuyorduk ve laf lafı açtı, bana üyesi olduğu toplulukta gördüğü bir şeyden bahsetti “Glowing up Challenge”. Aslında bilmediğimiz bir şey değil, yapmak istediğin, hayatında yoluna koymak istediğin şeyleri listeliyorsun, 30 gün boyunca bunları yapacağına dair söz veriyorsun ve grup üyeleriyle birbirinizi güncelleyerek motive ediyorsunuz. İnsanın bir diğerinden her zaman böyle pozitif yönde etkileşim almasını temenni ediyor ve yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyoruz biz de ve bunu kendi aramızda yapmaya tam da konuştuğumuz an karar veriyoruz. Sinem zaten bayılır böyle yazsın, çizsin, tablolar oluştursun, düzen ve intizam kadın gerçek bir başak burcu olarak bugün 30. yaşını kutluyor. -Nice mutlu yıllara! :)- Benim kısa bir zaman önce 30 olmam ve onun da bugün bana katılması da en büyük motivasyonumuz oluyor ve elele, sağ ayakla bismillah diyerek giriş yapıyoruz bu göreve.

Benim kendi adıma yaptığım listede günlük görevlerim arasında İsveççe çalışmak ve İsveç’te gireceğim mesleki sınavıma çalışmak oldukça önemli bir yer kaplıyor. En çok irade ve motivasyon gerektiren başlıklar bunlar benim için. Onun dışında ise her gün cildime iyi davranmak (yani sabah-akşam yıkayıp birkaç şey sürmek), en az iki litre su içmek, sabahları C vitaminimi ve propolisimi içmek, Luna’nın dişlerini fırçalamak, on dakika da İngilizce çalışmak ve her gün bir kelimenin hem ingilizcesini hem isveççesini öğrenmek var. Birde bu tarz düzenli yapılması gereken şeylerde son derece kötü, daha doğrusu ters yönde inatçı olduğum için dün Kassandra ile 30 günlük 10 minutes morning yoga’ya başladım, bu yolda kalmama yardımcı olur çünkü biliyorum.
Bunların yanısıra birde haftalık görevlerim var; bloguma yazmak -şu an bir görevi bu hafta için tikliyorum :)-, Türker ile beraber haftada iki kez pilates yapmamız, 100 sayfa kitap okumak, meal prep yapmak, Luna’nın tüylerini taramak ve tırnaklarıma bakmaya karar verdiğim için tırnak bakımı ve belki yakında yeniden rengarenk ojeler sürecek neşeyi bile bulurum bir yerlerde diye bir umudum var bu listede de.


Bu challenge benim için bir kendini kurtarma operasyonu da diyebiliriz aslında. Bir süredir düştüğüm kasvetli karanlıkta artık yeterli süre geçirdiğim için el yordamına gerek bile kalmadan gözümün loş ışıkta maddeleri rahatlıkla seçtiği bir yerden, kendimi yeniden gün yüzüne çıkarma ve ışığa, parıldamaya alıştırma operasyonu. Eğer başarılı olursam sonunda biraz gözlerim kamaşır, ışık canımı yakar, muhtemelen başım ağrır, şakaklarım zonklar, fakat bunları da atlatır kendime harika bir kış yaşatabilirim diye düşünüyorum.
Şimdiden kendimize bol şans ve bu işten alnımızın akıyla başımız dik çıkabilmeyi diliyorum. 🙂
Rise and shine!

Yorum bırakın